bilim

Schrödinger’in Kedisi Nedir? (MinutePhysics) | Video

 

MinutePhysics bu videosunda kuantum mekaniğinin Kopenhag yorumunu eleştirmek için düşünülen Schrödinger’in Kedisi isimli düşünce deneyini inceliyor.

Eğer kuantum fiziğindeki Schrödinger dalga fonksiyonundaki dalgalar, Kopenhag Yorumu’da olduğu gibi, yalnızca birer olasılık dağılımı ise ve dalga fonksiyonunun çökmesine ve gerçekliğe dönüşmesine bizim gözlem eylemimiz neden oluyorsa, öyleyse gerçekliği yaratan nedir?

İşte kuantum fiziğinin belki de en çok suistimal edildiği düşünce şekli bu. Ancak yanlış anlamayın Schrödinger’in düşünce deneyinde, veya bunun üzerinden bildiklerimizin sorgulamamızda hiçbir sakınca yok; ve bu sorunun genel kabul gören bir yanıtı da yok. Elbette buradaki “gözlem eylemi”, gözlemlenen parçacıklar ile gözlem yapılabilmesi için başka parçacıkların etkileşime geçirilmelerinden ibaret. Gerçek hayatta ise her parçacığın bir diğer parçacık ile etkileşime geçmesi (neyse ki) insanların insafına ve yeteneğine kalmış değil; parçacıklar siz olsanız da olmasanız da etkileşime geçiyor ve geçmeye devam edecek.

Buradaki asıl sorun, karşımıza çıkan ilk soru ile fiziği derhal terk edip, “madem gerçekliği ben yaratıyorum, pozitif düşüneyim de evren bana 300.000 TL göndersin” gibi tuhaf bir sonuca varmak. Böyle bir yanlış yanıta sahip olmaktansa, elimizde bir yanıt olmadığını bilmek ve aramaya devam etmek daha önemli.

 

İyi seyirler…

 

-oo-

 

Bu, içinde bir kedi videosu olmadan bir Youtube kanalı olmayacaktı. Bu yüzden lafı uzatmadan karşınızda: Schrödinger’in kedisi.

Eminim bu meşhur düşünce deneyinin bazı versiyonlarını daha önce duymuşsunuzdur: Bir kediyi kararlı olmayan ve 1 dakika içinde patlama ihtimali %50 olan barutla beraber bir hazneye koyarsınız. [Einstein’in versiyonunda barut; Schrödinger zehirli gazı tercih ediyor] ve hazneye bakana kadar, kedinin ölü mü yoksa diri mi olduğunu bilemeyiz; ve baktığımız anda kedi ölü VEYA diridir (ikisi birden olamaz). Ama bu deneyi yeteri kadar tekrarladığımızda, kedilerin yarısının yaşadığını ve yarısının da öldüğünü göreceğiz.

Kuantum mekaniksel yorum, kedinin biz bakmadan önce bir süperpozisyonda olduğu şeklindedir -kedi ölü VE diridir- ve bizim bakma eylemimiz, doğayı bir karar vermeye zorlar.

Yani bizim merakımız kediyi öldürür.

Peki kedinin bakış açısından nasıl? Kedi barutun patladığını veya patlamadığını görüyor. Yani haznenin içinde aslında 2 ihtimal var: “Barut patladı ve kedi patlamayı gördü” VEYA “barut patlamadı ve kedi patlama görmedi”. “Barut patladı ve kedi patlamayı görmedi” diye bir seçenek yoktur ve bu nedenle kedinin gerçekliği, deneyin sonucu ile dolanık hale gelir; ve doğayı bir seçeneğe veya diğerine “çökmeye” zorlayan bizim gözlemimizdir.

Ama biz de kedi gibiyiz – kedi öldü ve biz öldüğünü gördük, veya kedi yaşıyor Ve biz onu canlı görüyoruz – peki, bizi kim gözlemliyor da doğayı tek bir gerçekliğe “çökmeye” zorluyor. Veya paralel evrenlerde iki olasılık da paralel olarak mı gerçekleşiyor?

Bu “tek gerçekliğe çökme”, kuantum fiziğindeki en büyük cevaplanmamış sorulardan biridir.

 

-oOo-