bilimhaber

Küresel Isınmaya Engel Olmak için Böcek Yer miydiniz?

Yeni bir araştırmaya göre yapay et, kümes hayvancılığından çok daha verimli değil; ancak böcekler bir çözüm olabilir

 

“Böcek yemek” deyince elbette pek çoğumuzun tüyleri diken diken oluyor. İnsanın aklına kıyamet sonrası filmlerinde, açlıktan kırılırken bulduğu böceği ağzına atan karakterlerin geldiği muhakkak; ancak küresel ısınma konusunda bir gerileme yaşanmazsa, bir süre sonra gerçekten bu hale gelebiliriz.

Edinburgh Üniversitesinden uzmanların Global Food Security‘de yayımladıkları çalışmada, kırmızı et, kültür eti (yapay et), et taklitleri (ör. soya), kümes hayvancılığı ve böcek tüketimi ilk kez kıyaslanıyor. Ekibin bulgularına göre, kırmızı et üretimi, şu anki şekliyle sürdürülebilir değil. Laboratuvarda üretilen yapay et ise, kümes hayvancılığına göre gerçek bir avantaj sağlamıyor.

FAO’nun yayımlandığı bir rapora göre, insanlar tarafından üretilen sera gazlarının %14.5 gibi önemli bir bölümü hayvancılıktan kaynaklanıyor; bunun ise %65’i büyükbaş hayvanlara ait. Elbette tek sorun bu değil, aynı zamanda hayvancılık için ayrılan araziler de tüketim ile birlikte artıyor.

Bununla beraber, böcek (un kurdu, çekirge) ve et taklitleri üretiminin, alternatifler arasında en az enerji ve toprak gerektiren çözümler olarak, geri kalanlara göre açık ara daha sürdürülebilir olduğu kaydediliyor. Araştırmacılardan Peter Alexander, yaptığı bir açıklamada, “Sığır eti yerine tavuk tüketmek, yiyecek israfını azaltmak ve böcek tüketiminin genel beslenme alışkanlıkları arasına girmesi gibi tüketici davranışındaki bazı küçük değişiklikler toprak tasarrufu ve çok daha sürdürülebilir bir yiyecek sistemi elde edilmesini sağlayabilir,” diyor.

Araştırmanın ilginç sonuçlarından biri ise, birçokları tarafından merakla beklenen, laboratuvarda üretilmiş kültür etinin, kümes hayvancılığından daha sürdürülebilir olmaması. Kültür eti üretimi için de aşağı yukarı aynı miktarda arazinin gerektiği, ancak kullanılan enerjinin daha fazla olduğu kaydediliyor. Çalışmada, “[Elde edilen] sonuçlar, kültür eti için iddia edilen faydaların geçerli olmayabileceğini işaret ediyor. Kültür eti, sığır etinden daha az arazi gerektiriyor ve daha düşük [karbon] ayak izi bırakıyor olmasına rağmen, kümes etine benzer bir verimi var, ancak daha fazla enerji gerektiriyor,” deniyor.

Sığır etinin yerini un kurdu ve çekirge üretiminin almasının ise, üretim için gereken araziyi üçte birine düşüreceği belirtiliyor. Böceklerin, diğer hayvanlardan alınan proteini karşılayabilecek besin değerlerine sahip olduğu, ek olarak ise, türlere göre değişmekle birlikte bakır, demir, magnezyum, manganez, fosfor, selenyum ve çinko gibi minerallerin yanısıra, riboflavin (B2), pantotenik asit, biyotin ve folik asit gibi vitaminler içerdikleri belirtiliyor.

Elbette insanları böcek yemeye ikna etmek kolay değil. Bunun için, böcek ürünlerinin, paketli gıdalar içerisinde kullanılabileceği ifade ediliyor. Eğer bu tür bir üretim şekline doğru gidilirse, tüketiciler tarafından paketli gıdaların içindekiler bölümünde ilk başta “un kurdu içermektedir” gibi ifadeler aranmaya, daha ileride de “genetiği değiştirilmiş un kurdu” ve “organik un kurdu” gibi tartışmalar yaşanmaya başlayabilir.

 

Kaynaklar: IFLScience, Edinburgh Üniversitesi, Global Food Security, FAO