bilimhaber

NASA’nın Juno Görevi’nden Elde Edilen İlk Sonuçlar Açıklandı

NASA’ya ait Juno uzay aracından elde edilen bilgiler yayımlanan iki makale ile açıklandı, sonuçlar beklenenden farklı görünüyor.

NASA’nın Juno uzay sondası ile topladığı bilgiler, gaz devi Jüpiter hakkında bilinenleri alt üst edecek gibi duruyor. Juno’nun topladığı verilerden yola çıkılarak Jüpiterin iç yapısı, manyetik alanı, kutup bölgeleri hakkındaki bilgilerin güncellenmesi gerektiği ortaya çıkıyor.
Juno 5 Haziran 2016’dan beri Jüpiter’in yörüngesinde bulunuyor ve yörüngesini her 53.5 günde bir tamamlıyor. Juno, 5 Ağustos 2011 tarihinde uzaya fırlatılmıştı.

Juno Görevi’nin Southwest Araştırma Enstitüsündeki başkanı Scott Bolton, “Şimdiye kadar öğrendiklerimiz dünyamızı alt üst edecek cinsten, yoksa Jüpiter’i alt üst edecek türden mi demeliyim. Çekirdeği, bileşimi, manyetosferi, görev kapsamında elde edilen fotoğraflar kadar heyecan verici” diyor.

Juno’nun elde ettiği kutup bölgesine ait bir fotoğraf (görsel: NASA/JPL-Caltech/SwRI/MSSS/Betsy Asher Hall/Gervasio Robles)

Juno, 27 Ağustos 2016’da Jüpiter’in kutuplarına 5.000 km kadar yaklaşacak bir dalış gerçekleştirdi. Bu, bu bölgenin bir uzay aracı tarafından ilk kez incelendiği durum. Gezegenin geri kalanında bantlar halinde olan kuvvetli rüzgarların, burada görünüşte kraterlere benzer şekilde siklonlar oluşturduğu görülüyor. Jüpiter’in kutup bölgelerinin, diğer bir gaz devi olan Satürn’ünkinden de oldukça farklı olduğu kaydediliyor. Satürn’de dev bir altıgen şeklinde bir akım varken, Jüpiter’in kutupları oldukça karmaşık bir yapıda.
Bu devasa siklonlar, 1.400 km genişliğe ulaşabiliyor. Bu Dünyadaki en güçlü benzerlerinin 10 katı büyüklüğüne karşılık geliyor. Siklonların ayrıca 100 km. yüksekliğe ulaşabildikleri kaydediliyor.

Jüpiterin, sırasıyla Kuzey ve Güney kutup bölgeleri (görsel: Science)

Denmark Teknik Üniversitesinde ve Juno Manyetometre ölçüm cihazında görevli John Leif Jørgensen, “Kutuplar yakınındaki örüntüler, beklediğimizden son derece farklı,” diyor, “Çevrintilerin dağılım şekli bir sürpriz oldu.”

Bir diğer şaşırtıcı bulgu ise Jüpiter’in manyetosferi ile ilgili. Jüpiter’in manyetosferinin güçlü olduğu önceden de tahmin ediliyor olmasına rağmen, yeni bulguları ışığında düşünülenden iki kat güçlü olduğunun ortaya çıktığı belirtiliyor. Ölçüm yapılan bölgede 7.766 Gauss ortaya çıkan manyetik alan gücünün, Dünyadakinden 10 kat güçlü olduğu söyleniyor.

Jørgensen , “Jüpiter’e gönderilen önceki uzay araçları, Jüpiter’in manyetik alanı tarafından tutulan Güneş kaynaklı parçacıklardan kaçınabilmek için gözlemlerini büyük bir mesafeden gerçekleştirdi. Juno, radyasyonun büyük bir kısmından kaçınmak için ana radyasyon kuşaklarının altından geçecek şekilde tasarlandığı için çok daha yakından, manyetosferin ayrıntılı bir haritasını çıkarabiliyor,” diyor.

Dünyanın manyetik alanı, kutup bölgelerinde Güneşten gelen parçacıklar nedeniyle Aurora olaylarına neden oluyor. Jüpiter’de ise, Aurora benzeri olaylarda, Güneşten gelen parçacıkların etkisi olmasına rağmen, Jüpiter’in dönüşünün daha büyük etkisi olduğu söyleniyor.

Jüpiterin “Aurora”sı. Yukarıda sağda, kıyaslama için yerleştirilmiş, gerçek ölçeğine yakın, Dünyaya ait güney kutbu Aurorası (görsel: NASA/SwRI)

Jüpiter’in Aurora’larının oluşumunun ana nedeni olarak, gezegenin kutup bölgelerinden dışarı doğru yükselen elektronlar olduğu, yani gezegenin kendi Aurora’sını kendi beslediği belirtiliyor. Juno araştırmacılarından Jack Connerney, “Bu bizim düşündüğümüzden 180 derece farklı,” diyor, “Kutup bölgelerinden dışarı doğru hareket eden elektron nedeniyle oluşan güçlü aurora salınımları beklemiyorduk.”

Juno tarafından elde edilen Jüpiter’in dönüşünü gösteren bir GIF (görsel: Science)

Juno’nun görevlerinden biri daha ise Jüpiter’in katı bir çekirdeği olup olmadığını araştırmak. Buradan elde edilecek verilerin, Güneş sisteminin ilk oluştuğu düşünülen gezegeni Jüpiter’in oluşumu, dolayısı ile de Güneş sisteminin ve gezegenlerin oluşumu hakkında yeni bilgiler vereceği düşünülüyor. Ancak şu ana kadar Jüpiter’in kütleçekimi ile ilgili elde edilen verilerin çıkarımda bulunmak için yeterli olmadığı, yeterli veriye ulaşabilmek için 4 tur kadar daha geçiş yapması gerektiği söyleniyor.

Juno’nun ana görevinin Ocak 2018’e kadar tamamlanmış olması bekleniyor.

Science dergisinde yayımlanan makalelere buradan ve buradan ulaşabilirsiniz.

Kaynaklar:

http://www.iflscience.com/space/we-just-learned-a-lot-of-unexpected-things-about-jupiter/all/

http://www.sciencealert.com/nasa-s-juno-spacecraft-just-shattered-what-we-knew-about-jupiter

http://www.swri.org/press-release/swri-led-juno-mission-jupiter-delivers-first-science-results