bilim

Fermi Paradoksu | Çözüm 8: Yasak Senaryosu (Stephen Webb)

 

Fermi Paradoksu | Çözüm 8: Yasak Senaryosu

 

Yazan: Stephen Webb
Orijinal adı: Solution 8: Interdict scenario, 2002

 

Daima uzak, daima yakın.
-Francis Kazinczy, Ayrılış

 

Hayvanat bahçesi senaryosunun genişletilmiş bir hali87 olan ve yalnızca Yeryüzü’nün değil, yaşam barındıran tüm gezegenlerin yasak bölgeler olduğunu ileri süren yasak senaryosu, 1987 yılında Martyn Fogg tarafından önerilmiştir.

Fogg, erken galaktik uygarlıkların kökeni, yayılması ve etkileşimlerine dair basit bir modelin sonuçlarını sunmuştur. Model parametreleri için görünüşe göre akla yatkın değerler kullanan kendisinden önceki birçok yazar gibi, zeki türlerin hızlıca Galaksiye yayılmış olmaları gerektiği sonucuna ulaşmıştır. Parametrelere bağlı olarak, ya az sayıda tür geniş “imparatorluklarla” Galaksiye egemen olmuş olmalı ya da birçok türün daha küçük “imparatorlukları” olmalıdır. Fogg’a ait modelden çıkan sonuç, bu parametrelerin değeri her ne olursa olsun, DDU’ların {Dünya Dışı Uygarlık}, henüz Güneş sistemi dahi oluşmadan önce Galaksiyi kolonileştirmiş olmaları gerektiğidir.

Fogg, kolonileştirme evresi sona erdikten ve neredeyse her yıldız zeki yaşam biçimlerine ev sahipliği yapmaya başladıktan sonra, Galaksinin yeni bir “istikrar” çağına girmiş olması gerektiğini ileri sürer. Yayılmacılık arzusu sönümlenir ve saldırganlık, bölgecilik ve nüfus artışı sorunları çözülür. Zekânın dağılımı giderek yaygın ve homojen hale gelir, ve bu istikrar dönemi bir iletişim çağıdır. Modele göre, milyarlarca yıldır (kulağa harika gelen) bu dönem içerisinde bulunuyor olmamız gerekmektedir.

Eğer Fogg’un tarif ettiği senaryo doğru ise, Yeryüzü’nün bir veya daha fazla gelişkin DDU’nun etki alanı içerisinde bulunuyor olması gerekir. Öyleyse neden fethedilmemiştir? Kendisi, bilgi birikiminin, bir istikrar dönemindeki en değerli kaynak olacağını ileri sürer. Eğer gezegen yeniden oluşturulamaz bir bilgi kaynağı ise, gelişkin DDU’ların bu yaşam barındıran gezegeni tamamen kendi başına bırakmak için geçerli nedenleri olacaktır. Bu yaşam alanı fedakârlığının, zorunlu olarak büyük bir fedakârlık olması gerekmez. Asimov’un belirttiği gibi88 DDU’lar, gezegenlerde bulunma ihtiyacının üstesinden gelmiş olabilir. Eğer DDU’lar, Nuh’un gemisi benzeri uzay gemileri ile yıldızlar arasında yolculuk edebiliyorlarsa, Güneş-benzeri yıldızları ziyaret etme ihtiyaçları bulunmaz; herhangi bir yıldız işlerini görür ve bu nedenle parlak O-tipi yıldızlar onlar için en iyisi olabilir. Bu nedenle, bu tür Nuh’un gemisi benzeri uzay gemileri, prensipte, yaşanabilir gezegenleri bulunan Güneş-benzeri yıldızlardan uzak duruyor olabilir. Fogg, DDU’ların uzak durmaları gereken yıldızların sayısının düşük olabileceğini belirtir: Yaşam-barındıran gezegenlere sahip yıldızlar için %0,6 gibi bir sayı ileri sürer. (Bu sayı, elbette, tartışmaya açıktır.) Az sayıda sistemi kendi haline bırakmak, yaşam barındıran gezegenlerinin en nihayetinde sahip olacağı bilgi içeriğinin yanında küçük bir bedeldir.

Bu durumda, DDU’ların birbirleriyle iletişim halinde oldukları ve ortak yaklaşımların benimsendiği istikrar döneminde, “Galaktik Kulüp” üyeleri halihazırda yerleşim bulunan gezegenlere müdahale etmeme konusunda hemfikirdirler. Yani, Newman ve Sagan’ın söylediği şekilde, bir Galaktik Kanunname {Codex Galactica} tesis edilmiştir89. Fogg’un ileri sürdüğü, Güneş Sistemi’nin, milyarlarca yıl önce bir DDU’nun, Yeryüzü’nü ziyaret edip burada ilkel organizmalar olduğunu gördüğünde yasak altına alınmış olduğudur. Bu zamandan sonra Yeryüzü’ndeki organizmalar bir hayvanat bahçesi içerisinde yaşayagelmekte ve ürettikleri karmaşık bilgi örüntüleri incelenmektedir.

Bana sorarsanız, yasak senaryosunun altında yatan temellerden bazıları ikna edici değildir. Söz gelimi, Fogg’un ileri sürdüğü kültürel homojenliğin gerçekleşebileceğini düşünmüyorum. Birbirlerine gerçekten yabancı olan zekâların, eğer varsalar, “üstün bir anlayış [ve] karşılıklı anlaşma seviyesi”ne varacak kadar verimli bir şekilde iletişim kurabilmeleri akla yatkın gelmiyor. Galaksinin bir ucundan diğerine kurulacak bir iletişim sistemiyle ilgili zorluklar, basit çeviri zorluklarının çok ötesindedir. Örneğin, galaksindeki farklı dönüş hızları, Güneş gibi bir yıldızın, diğer yıldızlara göre yer değiştirmesine neden olur. Yeryüzü, elli milyon yıl önce, Galaksideki hayvanat bahçesi görevlilerinin son derece titiz olduğu bir bölgede bulunmuş olabilir; ancak şimdiyse, görevlilerin evrim geçirip, izne çıkmaya karar verdikleri bir bölgeye giriyor olabilir. Böyle bir karar almış olsalar, bundan kimin haberi olabilir? Ayrıca Galaktik Kulübün diğer üyeleri, buna engel olacak ne yapabilir? Bilgi akışı için bir hız sınırının bulunduğu bir evrende yaşıyoruz, ve bu galaktik kültürel homojenliği aşırı derece zor bir hale getiriyor. McDonald’s dünyayı ele geçirmiş olabilir, ancak galaksiyi geçiremeyecek.

NGC2841 galaksisi
Fig. 3.10. İçerisinde bulunduğumuz Samayolu Galaksisi gibi bir galaksi, tipik olarak 100.000 ışık yılı çapındadır. Burada gösterilen galaksi, NGC2841, daha da büyük ve 150.000 ışık yılı uzunluğundadır. Yasak senaryosu, kuralları ve geleneklerini galaksinin bir ucundan diğerine kadar uygulayabilecek bir “Galaktik Kulüp”ün varlığını gerektirir. Göreliliğin geçerli olduğu bir evrende, bunu gerçekleştirmek aşırı derecede güçtür. (görsel: NASA/ESA/Hubble Heritage İşbirliği)

Bu nedenle, Fogg’un bilgisayar modelinin üzerine inşa edildiği ayrıntılı parametreler ve varsayımlar sorgulamadan dahi, varılan sonuçlar kendi başına tartışmaya açıktır. Yasak senaryosu, bu kuşkuları bir tarafa bıraksak dahi, hayvanat bahçesi senaryosuna getirilen bazı eleştirilerden mustariptir. Özellikle, (belki bir tür olarak ilerleyip, Galaktik Kulüp üyeliğine kabul edileceğimiz durum hariç) bir yasak altında olup olmadığımızı keşfetmemizin hiçbir yolu yok gibi görünmektedir ve bu nedenle test edilebilir öngörüleri bulunmamaktadır. Senaryo aynı zamanda, DDU’ların, evrimlerinin her aşamasında etkinliklerinin tamamını bizden gizleyebileceklerini varsayar. Bu belki de doğrudur. Ancak eğer galaksi, ileri sürüldüğü gibi gerçekten kadim DDU’larla doluysa, arada bir de olsa büyük bir astro-mühendislik yapısı görmemiz veya yıldızlararası dedikodulara arada bir de olsa kulak misafiri olmamız gerekmez miydi? Bir gezegeni yasaklamak bir şeydir; ancak varlıklarına ait tüm kanıtları gizlemeleri ise bambaşka bir şey. Son olarak, yukarıda bahsettiğimiz şekilde, Galaksinin istikrar çağı içerisinde güçlü bir iletişim kurulmuş dahi olsa, yaşam barındıran gezegenler konusunda bir yaklaşım birliğinin ortaya çıkması mümkün müdür? Yukarıda tartışılan değerlere sahip olmayan yalnız bir gelişkin DDU’nun varlığı bile, bu senaryonun çökmesine neden olurdu.

Notlar:

87Hayvanat bahçesi senaryosunun genişletilmiş bir hali: Yasak hipotezinin orijinal anlatımı için bakınız, Fogg (1987); Fogg (1988) ise daha popüler bir kaynaktır. Martyn J. Fogg (1960-) aslen dişçidir. Şu an ise, dünyalaştırma gibi “spekülatif” mühendislik teknikleri konusunda ileri gelen yazarlardan biridir.

88Asimov’un belirttiği gibi: Konunun, eski fakat okunabilir bir tanıtımı için bakınız, Asimov (1981). Asimov iyimser biriydi ve Galaksideki yarım milyon gezegende teknolojik uygarlıklar bulunduğunu ileri sürüyordu.

89Galaktik Kanunname tesis edilmiştir: Galaktik Kanunname kavramı Newman ve Sagan (1981)’de tartışılmıştır; ancak, hakemli bir dergide bulunma saygınlığını kazanmadan önce bilim kurgu dergilerinde ortaya çıkmış olan fikirlerden biridir.

Kaynaklar:

Asimov I (1981) Extraterrestrial civilizations. Pan, London

Fogg MJ (1987) Temporal aspects of the interaction among the first galactic civilizations: the “interdict hypothesis”. Icarus 69:370–384

Fogg MJ (1988) Extraterrestrial intelligence and the interdict hypothesis. Analog 108(10):62–72

Newman WI, Sagan C (1981) Galactic civilizations: population dynamics and interstellar diffusion. Icarus 46:293–327

 

-oOo-