Robot Adam (1999): Robotların da hakları var mıdır?
Filmin alt başlığı olan “bir robotun sıradan bir insan olmak için yaptığı 200 yıllık yolculuk” cümlesi, filmi gayet net bir şekilde özetliyor. Andrew (Robin Williams), ev işlerine yardımcı olmak için tasarlanmış bir robottur. Ancak, robotun sahibi Richard Martin (Sam Neill) kısa bir süre sonra, robotun, bazı insani duygular, özgün sanatsal yaratıcılık ve öz farkındalık gibi, modelden beklenmeyen davranışları olduğunu fark eder ve onu “tamir ettirmek” yerine, onun bu yönlerini geliştirmek için eğitmeye başlar. Andrew’nun, insanlık hakkında öğrendikleri arttıkça, “gerçek bir insan olma” isteği de açığa çıkar ve bu hayalinin peşinden gitmeye karar verir.
Isaac Asimov’un aynı isimdeki uzun öyküsü ve daha sonra bu öyküden yola çıkarak Asimov ve Silverberg tarafından yazılan The Positronic Man romanından senaryolaştırılan filmin, düşünsel açıdan oldukça tatmin edici olduğunu söylemek yerinde olur. “Yapay zekânın evrimin bir sonraki basamağı olabileceği” gibi fikirlerin sıkça ve açıkça dillendirildiği bir dönemde, film, yapay zekâ ve insan ilişkileri, insan olmanın anlamı, öz farkındalığı olan ve insan gibi davranabilen bir makinanın toplumdaki etkileri gibi birçok ilgi çekici ve tartışmaya açık konuya değinilmiş.
Elbette filmde fazla yer ayrılmayan bir nokta olarak, Andrew’nun, insanlık konusunda bilgilendikçe, bir yönüyle, insani olanın karanlık tarafını da kavrayıp bir tür kararsızlık yaşamaması gösterilebilir; ancak bir tek filmden, fikrin tüm yönlerini tartışmasını beklemek de aynı derecede savunulur bir nokta. Yine de, yapay zekânın, insanlığın köküne kibrit suyu dökmekten başka hiçbir amacının olmadığı bir film olmayarak, tartışmanın bu yönüyle ilgilene kişilerin kaçırmaması gereken bir film.
Orijinal adı: Bicentennial Man
Yapım yılı: 1999
Yönetmen: Chris Columbus
Tür: Bilimkurgu – Dram, komedi
Alt tür: Android, yapay zekâ
Yapay zekâ türü: İnsani
IMDB puanı: 6,8 (96.265 oy ile)
İlgili bağlantılar: Bicentennial Man (1999)@Wikipedia, Bicentennial Man (1999)@IMDB
