bilimhaber

NASA, düzenlediği basın toplantısıyla TRAPPIST-1 Sistemi ile ilgili bulguları açıkladı

NASA, 22 Şubat’ta düzenlediği bir basın toplantısı ile TRAPPIST-1 adlı yıldız sisteminde, 7 adet Dünya boyutlarında gezegen keşfedildiğini açıkladı

 

NASA, 22 Şubat’ta düzenlediği bir basın toplantısı ile Dünya’dan yaklaşık 40 ışık yılı uzaklıkta bulunan TRAPPIST-1 adlı yıldız sisteminde, 7 adet Dünya boyutlu gezegen bulduğu ve bunlardan üçünün, yıldızın yörüngelerine ait “yaşanabilir bölge”de olduğunu açıkladı.

Basın toplantısı Thomas Zurbuchen (NASA Bilim Görevleri Yönetimi Eş Başkanı), Michael Gillon (Belçika, Liege Üniversitesi’nde astronom), Sean Carey (California, Caltech/IPAC’daki NASA Spitzer Bilim Merkezi’nde astronom), Nikole Lewis (Baltimore, Uzay Teleskopu Bilim Enstitüsü’nde astronom) ve Sara Seager’ın (Cambridge, MIT’de gezegen bilimleri ve fizik dalında profesör) katılımıyla gerçekleşti. Katılımcılar, yapılan keşfin kısaca ne olduğundan ve öneminden bahsettikten sonra, sosyal medyadan sorulan soruları cevapladılar.

Ötegezegen [İng. Exoplanet] sistemini, ismini Şile’de bulunan The Transitting Planets and Planetesimals Small Telescope‘dan [Geçiş yapan gezegenler ve gezegensiler küçük teleskopu] alıyor. Mayıs 2016’da üç gezegenin keşfinden sonra, içlerinde European Southern Observatory Very Large Telescope ve Spitzer‘in de bulunduğu bazı yer teleskoplarının da yardımıyla bu üç gezegenin varlığı teyit edilirken, dört ayrı gezegen daha keşfedilerek keşfedilen toplam gezegen sayısı yediye yükseldi.

 

TRAPPIST-1 sisteminin bir modeli (görsel: NASA)

 

TRAPPIST-1, yaklaşık 40 ışık yılı (379 trilyon km) uzaklıkta, Kova takımyıldızında bulunuyor. Güneş ile kıyaslandığında oldukça soğuk olan TRAPPIST-1 yıldızı, bir ultra-soğuk kahverengi cüce olarak sınıflandırılıyor. Samanyolu Galaksisi’ndeki yıldızların %85’inin TRAPPIST-1’deki gibi kahverengi cücelerden oluşuyor olması, bu gezegenler hakkında yapılacak araştırmaların önemini artırıyor. Yıldızın görece düşük sıcaklığı ve gezegenlerin olması muhtemel atmosferlerini süpürecek yıldızsal aktivitelerinin düşük olması nedeniyle, etrafındaki yörüngelerde bulunan gezegenlerin, yine görece yıldıza çok yakın olmalarına rağmen, yüzeylerinde sıvı halde su bulunabileceği belirtiliyor. Ancak bunun teyit edilmesi için daha ayrıntılı gözlemlerin yapılması gerekiyor.

 

TRAPPIST-1 sisteminde bulunan gezegenlerin karşılaştırmalı özellikleri (görsel: Caltech)

 

TRAPPIST-1 sistemindeki gezegenlerin yörüngeleri, yıldızlarına olan uzaklıklarına benzer şekilde, birbirlerine de çok yakın. Bu gezegenlerin birindeki gözlemcinin, diğer ardışık gezegenler üzerindeki, coğrafi ögeleri veya bulutları görebileceği söyleniyor; bizim Dünya üzerinde Ay’ı gördüğümüzden daha net bir şekilde… Spitzer‘in gözlemlerinden elde edilen verilerle, gezegenlerin büyüklükleri saptandıktan sonra, yoğunlukları yaklaşık bir şekilde hesaplandığı ve gezegenlerin muhtemelen kayalık yüzeyleri olduğu söyleniyor.

 

TRAPPIST-1d gezegeni üzerinde olası bir sanal-gerçeklik animasyonu

 

Keşfin önemi, ilk kez bir sistemde bu kadar fazla sayıda Dünya büyüklüğünde gezegenin keşfedilmiş olmasının yanısıra, bunlardan üçünün “yaşanabilir bölge” içerisinde olmalarının, Dünya dışı yaşam konusunda şimdiye kadar keşfedilen en fazla umut vadeden sistem olması olarak gösteriliyor. “Yaşanabilir bölge” tanımı, halihazırda üzerinde yaşam olduğunu bildiğimiz tek gezegen olan Dünya ve üzerindeki canlıların çeşitli ortamlardaki adaptasyonları göz önünde bulundurularak yapıldığı için, bu bölgenin Evren’de ortaya çıkmış olabilecek farklı tür yaşam formları nedeniyle, düşünülenden daha geniş olma ihtimali de var.

 

TRAPPIST-1e seyahat posteri, umuyoruz ki kendi yaşam süremizde butür bir alternatifi değerlendirme şansımız olacak (görsel: NASA)

 

Eğer bu kadar sık rastlanan bir yıldız türü etrafında, bu kadar fazla sayıda yaşanabilir gezegen olması son derece istisnai bir durum değilse, yine dönüp dolaşarak, Enrico Fermi’nin 1950’lerde uzaydaki zeki yaşam hakkında sorduğu “Herkes nerede?!” sorusunu akıllara getiriyor.