Platon (Eflatun) Kimdir? (The School of Life) | Video
The School of Life felsefe serisinin bu videosunda Platon’un yaşamı, bazı eserleri ve düşünceleri kısaca anlatılıyor.
İyi seyirler…
-oo-
Atina, 2400 yıl önce, her şeyi barındıran bir yerdi. Burada yaklaşık 250.000 kişi yaşıyordu. Mükemmel hamamlar, tiyatrolar, tapınaklar, alışveriş ve eğlence yerleri, spor alanları vardı. Yılın yarısından fazlasında ılıktı.
Burası aynı zamanda Dünya’nın ilk gerçek -ve muhtemelen en büyük- filozofunun eviydi; Platon’un…
Şehirdeki herkesçe bilinen zengin bir ailede doğan Plato, hayatını tek bir amaca adamıştı: insanların eudaimonia – mutluluk ismini verdiği, devlet anlayışı modeline ulaşmalarına yardım etmek
Platon sık sık Sokrates ile karıştırılır.
Sokrates, eski bir arkadaşı olan Plato’ ya çok şey öğretti ama herhangi bir kitap yazmadı. Platon pek çok kitap yazdı. Güzelce hazırlanmış diyaloglarla ve Sokrates’ in çoğu zaman başrolde olduğu hayali tartışmalarla dolu tam 36 kitap yazdı. Devlet, Şölen, Yasalar, Menon ve Soktates’in Savunması bunlardan birkaçıdır.
Platon’un hayatı daha tatmin edici yapmak için dört büyük fikri vardı. İlk büyük fikir: daha fazla düşün. Nasıl yaşadığımız hakkında dikkatli mantıklı düşünmeye; hayatımızı yönlendirmeye nadiren zaman ayırırız. Bazen sadece Yunanlıların “Doxa” diye adlandırdıkları ‘Popüler görüşler’e uyarız. Yazdığı 36 kitapta, Plato bu ortak akılın hatalarla, önyargılara ve batıl inançlarla kaynadığını gösterdi.
Şöhret harikadır! Kalbinin sesini dinle! Para iyi bir yaşamın anahtarıdır! Problem şu ki: Popüler görüşler yanlış değerlere, kariyerlere ve ilişkilere doğru sürüklüyor.
Platon’un cevabı ise: ‘Kendini bil.’
Bu başka bir tür terapi yapmak anlamına geliyor. Felsefe: Dürtülerle hareket etmek yerine, fikirlerini sorgulamaya açmak. Eğer kendini daha iyi bilirsen, duygular tarafından oraya buraya sürüklenmezsin.
Platon duygularımızın rolünü, bir grup vahşi at tarafından tehlikeli şekilde sürüklenmekle karşılaştırdı. Platonun akıl hocası ve arkadaşı Sokrates onuruna, bu tür bir irdelemeye Sokratik tartışma denir. Kendinle ile bu şekilde tartışabilirsin ya da ideal olarak, senin yanlışını kollamayan fikirlerine açıklık kazandırmana yardım etmeye çalışan başka bir insanla.
İkinci büyük fikir: Sevgilinizin sizi değiştirmesine izin verin.
Eğer aşkın, sizi, olduğunuz haliyle kabul edecek birini bulmak olduğunu düşünen biriyseniz, bu fikir garip gelir. “Şölen” eseri, bir grup arkadaşın akşam yemeği partisinde yiyip içerken; sevgi, seks ve ilişkiler hakkında konuşmaya başlamasıyla ilgili bir oyundur.
Platon der ki: “Gerçek aşk hayranlık duymaktır.” Diğer bir deyişle, birlikte olmaya ihtiyaç duyduğunuz kişilerin, sizde kısıtlı olan özellikler bakımından, iyi nitelikleri olmalıdır. Diyelim ki, onlar gerçekten cesur olmalı, ya da düzenli, sıcak ve samimi… Bu kişilerle yakınlık kurdukça, siz de onlara benzersiniz. Bizim için doğru olan insanlar, potansiyelimizi geliştirip kullanmamıza yardımcı olanlardır
Platon’ a göre “iyi bir ilişkide, çiftlerin birbirini şu anda oldukları haliyle sevmesi gerekmez.” Birbirini eğitmeye adamak ve fırtınalı geçitlere dayanabilmek esastır. Bu tâbi oluş kaçınılmazdır; her biri, diğerini daha iyi versiyonu olabilmesi için ayartır.
Üç: Güzellik Mesajını Çöz. Hemen hemen herkes, güzel şeyleri sever. Platon, onları niye sevdiğimizi soran ilk kişiydi. Büyüleyici bir sebep buldu: Güzel nesneler, bize iyi bir hayatın gerçeklerini fısıldar. Güzel bulduğumuz şeyler, bilinçsizce ihtiyacımız olan şeylerle ilgilidir. Hayatımızda eksik olanlar, nezaket, uyum, denge, barış, güç…
Güzel nesnelerin, bu nedenle çok önemli fonksiyonu vardır: Onlar ruhumuzu eğitmek için yardımcı olur. Çirkinlik de çok ciddi bir konudur. Tehlikeli ve hasarlı özelliklerimizi gösterir. Bilge, kibar ve sakin olmamızı zorlaştırır. Platon sanatı iyileştirici görür. İyi yaşamamız için yol göstericidir olduğunu düşünür. Şairler, ressamlar (günümüzde ise romancılar, tasarımcılar ve tv programcıları), bizlere iyi yaşamamız konusunda yardımcı olurlar
Dört: Toplum Reformu… Platon hükumetlerin ve toplumun nasıl ideal olacağını düşünmeye çok zaman ayırdı. Dünyanın ilk ütopik düşünürüydü. Atina’nın büyük rakibi Sparta’ dan esinlenmişti. Sparta, içindekileri harika askerlere dönüştüren, şehir büyüklüğünde bir makine gibiydi. Spartalıların yaptığı herşey -çocuklarını nasıl yetiştirdikleri, ekonomiyi nasıl organize ettikleri kime hayran oldukları, nasıl seks yaptıkları, ne yedikleri- hepsi tek amaca yönelikti. Sparta askeri açıdan çok başarılıydı.
Platon’ un merak ettiği bu değildi. onun öğrenmek istediği, bir toplumun nasıl -askeri güç üretmeden- hoşnut insanlar üreterek iyileşeceğiydi. “Devlet” kitabında, Platon yapılması gereken bir dizi değişiklik tanımlar: Atina toplumu zenginliğe odaklıydı, itibarsız aristokrat Alcibíades ve Craton’lu boksör Milo gibi sporcu ünlülere odaklanmışlardı. Platon bunlardan etkilenmiyordu: Hayranlık duyduğumuz kişiler çok önemlidir; çünkü ünlüler bakış açımızı, fikirlerimizi ve davranışlarımızı etkilerler. Kötü kahramanlar, kusurlarına ışıltı verirler.
Platon, Atina’daki mevcut mahsulün yerine, yeni ünlüler vermek istedi: Koruyucu denilen (muhafaza eden), ideal, bilge ve iyi insanlar. Herkesin iyi gelişmesi için modeller. Kamu hizmetindeki kayıtlarıyla, tevazu ve basit alışkanlıklarıyla fark edilebilen, ilgi odağı olmayı sevmeyen, geniş ve derin deneyimleri olan bu kişiler, toplumun en şerefli ve hayranlık duyulan insanları olacaklardı.
Atina’da demokrasinin bitmesini istedi. Deli değildi. Sadece, oylamadan önce düzgün düşünen çok az insanın olduğunu, dolayısıyla standart altı yöneticilerin başa geldiğini gözledi. O, demokrasiyi korkunç diktatörlükle değiştirmek istemedi. İnsanları rasyonel düşününceye kadar, oylama yapmaktan sakınmayı istemişti; her biri birer düşünür haline gelene kadar. Aksi takdirde, hükumet sadece ayaktakımı/ mafya kurallarını takip edecekti.
Sürece yardımcı olmak için, Platon bir okul başlattı. 300 yıl kadar iyi devam eden Atina Akademisi. Öğrenciler burada yalnızca sadece matematik ve imla öğrenmiyor, aynı zamanda nasıl iyi ve kibar olacaklarını öğreniyorlardı. Nihai hedef, politikacıların düşünür olmalarıydı.
Platon, filozoflar kral veya krallar filozof oluncaya kadar, dünyanın doğru işlemeyeceğini söyledi.
-oOo-