edebiyat

Bir zamanda yolculuk klasiği: ‘Project Mastodon’ (Clifford D. Simak)

 

◄ Bir önceki bölüm Bir sonraki bölüm ►

 

Bölüm IX

CIA Şefi konuşmasını bitirdiğinde, dudakları bembeyaz olmuştu.

“Bu bilgilerden emin misiniz?” diye sordu Başkan.

“Bay Başkan,” dedi CIA Şefi, “hayatım boyunca hiçbir konuda bu kadar emin olmadım.”

Başkan, soran gözlerle odadaki diğer iki kişiye baktı.

Genel Kurmay Başkanı, “Efendim, bunlar diğer bilgilerimizle de örtüşüyor.”

“Ama bu inanılır gibi değil!” dedi Başkan.

“Korkuyorlar,” dedi CIA Şefi. “Gözlerine uyku girmiyor. Zamanda yolculuğu gerçekleştirmek üzere olduğumuza ikna olmuş durumdalar. Kendileri deneyip başarısız oldular, ancak bizim başarıya ulaşmak üzere olduğumuzu düşünüyorlar. Onların düşünme şekline göre, bizi ya şimdi yenecekler ve bu fırsatı ellerinden kaçıracaklar, çünkü zamanda yolculuğu gerçekten elde ettiğimizde, işlerinin biteceğini biliyorlar.”

“Ama biz Mamut Projesini tamamen terk edeli neredeyse üç yıl oldu. Araştırma ayağını tam on yıl önce durdurduk. Hudson yirmi beş yıl önce—”

“Bunun bir önemi yok, efendim. Bizim projeyi halka açık olarak durdurduğumuzu, ancak yeraltında devam ettiğimizi düşünüyorlar. Bu onların benimseyebileceği bir strateji olurdu.”

Başkan bir kalem aldı ve bir not defterine bir şeyler karaladı.

“Şu yaşlı general kimdi?” diye sordu, “şu, biz projeyi durdurduğumuzda yaygara koparan? O zamanlar ben senatodaydım. Benimle görüşmeye gelmişti.”

“Bowers, efendim,” dedi Genel Kurmay Başkanı.

“Evet, doğru. Ona ne oldu?”

“Emekli oldu.”

“Evet, sanırım artık bunun bir önemi yok.” Bir şeyler daha karaladı ve sonunda, “Baylar, bu işin sonuna geldik gibi görünüyor. Ne kadar zamanımız var demiştiniz?”

“Doksan günden fazla değil, efendim. Otuz kadar az bile olabilir.”

Başkan, GK Başkanına baktı.

“Biz,” dedi GK Başkanı, “hazır olabileceğimiz kadar hazırız. Onlarla baş edebiliriz. Sanırım. Tabii ki, bir miktar—”

“Biliyorum,” dedi Başkan.

Devlet Bakanı, “Blöf yapamaz mıydık?” diye sordu alçak sesle. “Bu sürdürülebilir değil, biliyorum ama en azından biraz zaman kazanırdık.”

“Yani zamanda yolculuk yapabildiğimizi ima eden bir şeyler mi söyleyelim?”

Bakan kafasını salladı.

“Bu işe yaramaz,” dedi CIA Şefi yorgun bir tavırla. “Eğer elimizde olsaydı, ortada bir soru işareti olmazdı. Elimizde olduğunu bileseler, hepsi son derece iyi huylu, hatta cana yakın davranırlardı.”

“Ama yok,” dedi Başkan kasvetli bir şekilde.

 

-ooo-

 

◄ Bir önceki bölüm Bir sonraki bölüm ►